Perşembe, Şubat 14, 2008

aşşşkımaşkkııımmmaşkkkk

bu seneki sevgililer gününe mhp'nin 'vatanını seven herkesin sevgililer günü kutlu olsun' ve istinye park'ın 'sevgilim bir odun' meşazlarının damgasını vurduğunu düşünüyorum.
ilk mesajda bir 'sevmeyen de s.ktirsin gitsin' baştansavmacılığı, ikincisinde de 'ne?! sevgiline hediye almadın mı? harbi odunsun abi' seklinde pompalanan tüketim güdüsü en astiğmat gözlerden bile kaçmıyor sayın seviciler. benim tuzum kuru tabi.

greet the sacred cow

pek hoş bir primus şarkısı. bas kısımları hemen her şarkılarında olduğu gibi takdire şayan.

içinde ezan olan şarkılar familyasının ezanı başa koyanlar türünün ezana hiç dokunmayanlar cinsinden bir şarkı aynı zamanda.

şarkının başında adamın teki -rehber sanırsam- biraz bozuk bir ingilizceyle birşeyler anlatırken ezan okunmaya başlanır. araya çocuğun teki girer. ve olaylar gelişir. hem adamın ingilizcesinden hem de ezanın makamından bu kaydın türkiye'de yapılmadığını düşünüyorum*.

rehber: now is the .... time. approach and i will show you something.
müezzin: alllaaaahüeekkbeeaa...
rehber: this...was a medras*, which like the ...., like a college. it was created....at 16. century. and now restoring time (?), because during that...
ordan geçen bir çocuk*: salamayküm
rehber: war, battles...
çocuk: salamalaküm
rehber: ok, ok
çocuk: salamalaküm
rehber*: valakümeselem
çocuk*: salamalaküm
rehber: he is a real religious..ıhıh...little kid.

ya biraz dans çalsana

ya kırk yılda bir dj'lik yaptığım gecenin reklamını yapayım dedim, o da yalan oldu. başka biri çalıyomuş efenim, napalım kısmet başka sefere. 

bu cumartesi 89. geleneksel replikas peyote konserleri gecesinde 6. -falan- nisbeten geleneksel itunes operatörlüğü kutlamaları kapsamında orta katta kapıdan girip barı geçince hemen sağda olacağım. beklerim

Cuma, Şubat 08, 2008

eski postlar

eski postları karıştırırken bir baktım ki büsürü azıcık yazılıp öylecene bırakılmış post var. hemen bir iki tanesini bitirip pabliş ettim. tabi öyle olunca yazıldıkları zamana gittiler ama aslında şurada (anahtar kelimeler) ve şuradalar (aman havuza düşmesin).

Çarşamba, Şubat 06, 2008

gomez

gomez sen ne güzel, ne underrated bi grubumuzsun yahu. senin kadar iyi olup da az bilinenini tanımıyorum vallahi. tanınıyosun yani tabi yine ama aslında hakettiğinden az bence.


Pinstripe Clad Gomez - Photo: Kevin Westenberg

senin kadar kimse huzur vermiyor bana gomez. sabah kalkıp bok gibi hissederken tek şarkıyla ruhuma enerji pompalamıyor. samimisin bi kere, sonra ne zaman neşeli ne zaman üzgün olunacağını biliyorsun. vokallerin değişiyor arada, şaşırtıyorsun, umut dolusun. bi de albüm kapakların çok güzel. belli ki duyarlısın, sempatiksin. vidyolarını izliyorum bakıyorum böyle kendi halinde söylüyorsun, yolda görsem çevirsem konuşsam 'aa naber abi diyeceksin'. tek eksiğin belki bazen böyle süper bi akor bi ritim bi güzellik buluyorsun, başlıyorsun şarkıya, böyle bir allak bullak ediyorsun ama sonra tempo bi düşüyo, akor bi standartlaşıyo, ritm bi sıkıcılaşıyo, yine kötü değil ama sanki harcanmış gibi oluyo. neyse ama olsun. seni seven böyle sevsin. gitme hep yanımda kal, beni kollarına al. aylavyu gomez.

mektubuma son verirken en sevdiğim şarkılarını sıralamayı bir borç bilir, bütün grup üyelerinin gözlerinden öperim:
albüm: abandoned shopping trolley hotline
şarkılar: shitbag 9, hit on the head, 78 stone shuffle, shitbag, high on liquid skin, rosemary, getting better

albüm: bring it on
şarkılar: make no sound, 78 stone wobble, love is better than a warm trombone, bubble gum years

albüm: how we operate
şarkılar: see the world, how we operate, tear your love apart

albüm: in our gun
şarkılar: shot shot, in our gun, even song, miles end

albüm: liquid skin
şarkılar: bring it on, blue moon rising, las vegas dealer

albüm: machismo
şarkılar: machismo, do's and don'ts, waster

albüm: out west: live at the fillmore
şarkılar: get miles, get myself arrested

albüm: split the difference
şarkılar: where ya going?, do one, these 3 sins, we don't know where we're going, chicken out