Salı, Haziran 29, 2010

kim kimdir? // salih kapusuz




salih kapusuz. akp genel başkan yardımcısı.

10 kasım törenleri hakkında: "3. dünya ülkeleri gibi anma törenlerine gerek yok."

lübnan'a asker gönderme tezkeresi hakkında: "yurtdışında şehit olmak en büyük şereftir."

"şeriat getirecekler diye zihin bulandırmak istiyorlar. 8 yıldır iktidardayız, öyle bir niyetimiz olsaydı yapardık. iktidarken yapmayacağız da ne zaman yapacağız?" (29.06.2010)

Cumartesi, Haziran 26, 2010

göynümden geçenler v.2

hiç fena geçmemiş gönlümden. 4 grubu tam tutturdum. 16 takımdan da 12'sini tutturmuşum. nijerya avustralya, kamerun ve fildişi ise tutmadı. uzak doğu takımları yerine afrika takımlarına fazla güvenmişim demek ki.

2. turdan devam edeyim o zaman (unutmayalım ki bunlar göynümden geçenler):


uruguay - güney kore
abd - gana
arjantin - meksika
almanya - ingiltere
hollanda - slovakya
brezilya - şili
paraguay - japonya
ispanya - portekiz



çeyrek final:


uruguay - abd
hollanda - brezilya
arjantin - almanya
paraguay - ispanya


yarı final:


uruguay - brezilya
arjantin - ispanya


final: 
uruguay - arjantin







Çarşamba, Haziran 23, 2010

baban gelsin, bakarız

"baban gelsin, bakarız" argümanı bir annenin kollektif bir karar verme isteğinden çok, annenin kararsızlığı, babanın varolmaması, varolması durumunda ne diyeceğinin kestirilememesi sorunsalından ortaya çıkmış bir laf öbeğidir. annenin çocuğunun talebi konusunda gerçekten hissettikleri (izin vermek) ile konumu gereği söylemesi gerekenler (hemen izin vermeyerek otoriteyi sağlamlaştırmak) arasında doğan çelişki bir kararsızlığa dönüşür. bu noktada baban gelsin bir zaman geçirme yöntemi olarak da düşünülebilir. ancak büyük olasılıkla burada çocuğun talebi, ucu bir şekilde babaya dokunan, onu hoşnutsuz edebilecek bir yapıdadır ki, anne doğrudan bir yanıt vermekten kaçınır ve bu konuyu babayla görüşmesi gerektiğine hükmeder. her ne kadar aile içerisinde annenin güçlü olduğu ve bir çok kararı kendisi verdiği düşünülse de, "baban gelsin, bakarız" ataerkil aile tipinin vazgeçil-e-mez sloganıdır. zira "annen gelsin, bakarız" diye bir laf yoktur.

burada baban gelsin'in yanına eklenen bakarız fiili ayrıca incelenebilir. Bu bakarız acaba kararın sadece babaya ait olmayabileceğini mi (baban gelsin birlikte karar veririz), annenin çocuğa karşı kendi çaresizliğini hissettirmeme çabasını mı (birlikte bakacağız ama son söz babanın), yoksa aslında annenin onay verdiği ama babanın kabul etmeme/karşı çıkma şansı yüksek olan bir durumu kendi annesel taktikleri ile bir şekilde oldurabileceğine olan inancı (baban gelsin, ben hallederim) mı temsil etmektedir?

sonuç olarak baban gelsin her ne kadar çocuk için kapının henüz kapanmadığını anlatsa ve umudun devam etmesi yolunda bir işaret olsa da, konunun babaya danışılacak kadar önemli olmasını da göstermesi açısından moral ve sinir bozucu bir cevaptır.

babam geldi.

Perşembe, Haziran 17, 2010

törkiş futbol çok gözel

trt'ye göre ispanya - isviçre maçında türk rüzgarı esmiş.
el şeyiyle gerdeğe girmek böyle olsa gerek. adam (eren derdiyok), çatpat türkçe konuşuyor, türkiye'den teklif gelmedi diyor, isviçre'de doğdum, isviçre'de büyüdüm, isviçre'nin altyapısında yetiştim, isviçre için oynuyorum diyor, sen hala türk rüzgarı türk gücü falan diyorsun. bu nasıl bir komplekstir? nasıl bir kendine pay çıkarmadır? sinirlerim zıplıyor.

Çarşamba, Haziran 16, 2010

ömer ömer kafasını kuma gömer

ömer'den illallah diyen bünyeler için trt'den geliyor. copy paste'i benden bilgi edinmesi sizden: 

1- 2010 dünya kupası yorumcusu ömer üründül, trt'den ücret alıyor mu?
2- ömer üründül'ün yorumcu olması kimin kararıdır?
3- ömer üründül hakkında kurumunuza şikayetler geliyor mu?
4- şikayetler geliyorsa, gelen şikayetlere istinaden, kendisine yorumculuktan el çektirilmesi düşünülmekte midir?
5- el çektirilmeyecekse, ömer üründül yorumculuğunda maç seyretmek istemeyen bir seyirci olarak, bana tavsiye edebileceğiniz yabancı kanal var mıdır?

trt'den bilgi edinmek isteyenler için:
http://trt.net.tr/kurumsal/gercekkisilerform.aspx

portre

resim mi fotoğraftan çıkar, fotoğraf mı resimden?


aduket

çok güzel olmuşsunuz abicim siz ya. 
sitrit faytır şampiyon 1995 kadrosu
ayaktakiler (soldan sağa): zangief, ryu, ken masters, chun li, guile
oturur gibiler: dhalsim, edmond honda, blanca? (sen kimsin ya?)





eskiye rağbet

eski mac'ler ipad'lik oldu. 


Pazartesi, Haziran 14, 2010

künya dupası

sonunda başladı. ben de kendimi maçlara vurdum. şu ana kadar izleme oranım %95 falan. bu süre içerisinde trt ve ömer üründül'ü de bol bol gözlemleme şansım oldu. 


ömer'in her cümlesi ayrı bir fenomen:
"dünya kupası olunca tabi değişik ülkelerden hakemler de oluyor"
"çok iyi geldi oraya ve çok iyi vurdu ama çerçeveyi tutturamadı."
"aslında top döndü, fazla döndü, yoksa iyi vurdu."
sekiz sene önceki fransa milli takımı ile bugünkü karşılaştırır, sonra da: "yorum yapamıyorum."
"çok güzel bir pastı, çok güzel bir atak oldu yani."
"bu tip maçlarda her şey olabiliyor yani, güney afrika da gol atabilir. futbol enteresan."
"ilk yarının son 15 dakikasında etkili oldu meksika ama golü bulamadı."
"kaleci de bizim antalyaspor'lu ömer'e benziyor."






trt ise bambaşka bir kafa:
ilk maç başladı, dakka bir gol bir. spikerin sesi görüntünün 1 saniye önünde. senkronizasyon denen bir şey var ağalar. yapmayın etmeyin. sonra bir bakıyoruz sol üst köşede küçücük bir logo -hiç koyma daha iyi-, niye küçültüldüğü de belli değil, sağ üst köşede...sağ üst köşede? hiçbir şey yok? dakika ve skor? gerçekten inanılmaz. iki üç maç sonra uyanıp dandirik bir skorbord koydular. dandirik derken şöyle söyleyeyeyim: italya 90'ın grafikleri bile bundan iyiydi. mavi üzerine hizalaması rezalet bir yazıyla kor - yun yazıyor mesela, ama her nedense takım isimleri ile dakika arasına şöyle I bir çizgi çekmişler. o yüzden yuni gibi duruyor. önce çizgiyi kaldırdılar, sonra rengi değiştirdiler, sonra opacity ile oynadılar biraz, neyse deneye deneye bişeye benzetebildiler. 
bunun yanında normal şartlarda büyük bir skandal olarak kabul edilebilecek yorumcusuz naklen yayın rezaletine, ömer üründülsüz maç izleme keyfi adına ses çıkarmıyorum. ömer de herhalde masraflarını kendi karşıladı diye orada. bu arada hangi maçta yorumcu olacağı da belli değil, tamamen keyfi bir durum söz konusu sanki. mesela dün akşamın en önemli maçı almanya - avustralya maçında yoktu ömer abi. 
bu haliyle trt ahırdan hallice bir görünüm arz ediyor. ve malesef bütün bu işler bizim vergilerle yapılıyor. yazık.



PHD Comics: World Cup vs. PhD

PHD Comics: World Cup vs. PhD

dünya kupası: kazanınca çok janjanlı bir kupanız olur.
ph.d.: bitirince bir kağıt parçası üzerine yazılmış bir belgeniz olur.

dünya kupası: bir kere başarısız olursanız bir sonrakine katılabilirsiniz.
ph.d.: bir kere başarısız olursanız bir daha zor.

Cuma, Haziran 11, 2010

göynümden geçenler

hadi bakalım bismillah:

a grubu
1. uruguay
2. meksika

b grubu
1. arjantin
2. nijerya

c grubu
1. ingiltere
2. abd

d grubu
1. almanya
2. avustralya

e grubu
1. hollanda
2. kamerun

f grubu
1. paraguay
2. slovakya

g grubu
1. brezilya
2. fildişi sah.

h grubu
1. ispanya
2. şili

2. tur:
uruguay - nijerya
ingiltere - avustralya
hollanda - slovakya
brezilya - şili
arjantin - meksika
almanya - abd
paraguay - kamerun
ispanya - fildişi s.

çeyrek final:
uruguay - ingiltere
hollanda - brezilya
arjantin - almanya
paraguay - ispanya


yarı final:
ingiltere - brezilya
almanya - ispanya

final:
ingiltere - almanya

tabi ki böyle olmayacak ama dediğim gibi göynümden geçenler bunlar.

yaryaryaryaryar yar

önce bir sesi kapatıp izleyip nasıl bir şarkı olduğunu anlamaya çalışın. sesi açınca duyduklarınıza inanamayacaksınız. bi jonathan davis gördüm sanki. evet evet.


CANKAN - Yar Yar from CMPLUS PRODÜKSİYON on Vimeo.

serseri mayın

bence bütün yaz dinlenebilir. mis gibi olmuş.


Athena "Serserı Mayın" Ver II from yucel kurtul on Vimeo.
Our very first 5D Mark II project .
Production and Post :Pomp
Director : Bertan Başaran

Perşembe, Haziran 10, 2010

esinlenmeler

a hack and a hacksaw'un deliverances (2009) albümünün ilk parçası Foni tu Argile bildiğimiz Yeni Türkü'nün Yedikule'si. Ama o da başka bir Yunan şarkısının yorumuydu yanılmıyorsam. müzikte küreselleşme böyle bir şey işte

Çarşamba, Haziran 09, 2010

şehri(n) ebesini (b)ellemek

pera müzesi'nde henri prost'un istanbul planlaması (1935-50) sergisini gezmeye giderseniz ardından bir de menderesin istanbul planlamasına bakmayı unutmayın. hatta hızınızı alamayın bir de dalan'ın istanbul planlamasına bakın. kendisinin istanbul planlamasından anladığı aşağıdakidir işte. peyzaj meyzaj dinlemeden koca bir semti boydan boya yararak yol açmak. 1984-86 arası gerçekleşen bu kıyımdan geriye yarıya bölünmüş binalar ve sosyal açıdan ikiye bölünmüş bir semt kaldı. şimdi başka cahillerin yönetimi altında o semtlerden biri tamamen yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. şimdi aynı güzergah üzerinde yer altından raylı sistem geçiriliyor. 25 sene sonra. 

rock haritası

iki tane gözel rock haritası. ikincisi biraz daha kapsamlı gördüğüm kadarıynan. müzik kası bulmacasında da yardımcı olablü. 



dijital arkeoloji: müzik kası

yukarıdaki resimde 67 ya da 76 tane grup ismi gizli. müzik kaslarımızı çalıştırıp bunları buluyoruz efenim:

  1. 50 cent (ırmak)
  2. alice in chains (ırmak)
  3. b-52
  4. beach boys (ırmak)
  5. blues brothers (ırmak)
  6. blur
  7. cake (ırmak)
  8. cars (ırmak)
  9. cranberries (ırmak)
  10. dead kennedys (ırmak)
  11. doors (ırmak)
  12. eagles
  13. eels (ırmak)
  14. garbage (ırmak)
  15. gorillaz
  16. green day (ırmak)
  17. guns'n roses
  18. hole (ırmak)
  19. kiss (ırmak)
  20. iron maiden (ırmak)
  21. madonna (ırmak)
  22. matchbox 20 (adsız)
  23. nine inch nails (ırmak)
  24. pavement (ırmak)
  25. pixies (ırmak)
  26. police (ırmak)
  27. postal service (ırmak)
  28. prince (ırmak)
  29. queen (ırmak)
  30. radiohead (ırmak)
  31. red hot chilli peppers (ırmak)
  32. rolling stones (ırmak)
  33. scissor sisters (ırmak)
  34. sex pistols (ırmak)
  35. smashing pumpkins
  36. spoon (ırmak)
  37. talking heads (ırmak)
  38. television (ırmak)
  39. u2 (ırmak)
  40. zombies

soğuk savaş ne kadar soğuktu?

sürekli soğuk savaş deyip duruyoruz. sanki 50 sene boyunca hiç savaş olmamış, hiç insan ölmemiş gibi. sanki dünyanın iki büyük gücü -birbirleriyle- savaşmayınca sıcak savaş olmuyormuş gibi. o 50 senede neler oldu? kaç savaş yaşandı? kaç kişi öldü? bunlar ikinci dünya savaşı verileri ile karşılaştırıldığında sayıca az kalsa da küçümsenebilir rakamlar mıdır?


sadece bu iki ülkenin -resmen- içinde olduğu üç büyük savaş var:
1950-53 Kore Savaşı. yaklaşık 5 milyon ölü -2.5 milyon asker, 2.5 milyon sivil-
1959-75 Vietnam Savaşı. yaklaşık 6 milyon ölü -1.5 milyon asker, 4.5 milyon sivil-
1979-89 Afganistan Savaşı. yaklaşık 2 milyon 250 bin ölü -250 bin asker, 2 milyon sivil-


bunlar dışında abd ve sscb'nin parmağını sokmasıyla tetiklenen onlarca iç savaş, darbe ve katliam da cabası.
bana göre en sıcak savaş soğuk savaştır.





























ahahah! gorbiciğim iyi yedik birbirimizi ha. ne dersin bırakalım mı artık?