Cumartesi, Ocak 18, 2020

Joker (2019)

Joker
Very humane. Everything is so logical. Both nature and nurture are at work, but the role of the former is negligible. "Mom had a great influence on me." says that we are not nurtured, but grow by being influenced from everything around us. Maybe the only inducer of decay and decadence is the normalisation of everything related to life, thus the anormalisation of many others by the monster called civilisation, a monster developed and nurtured against the rules of nature. 

Joker
Son derece insancıl bir hikâye. Olan biten her şey alabildiğine mantıklı. Joker nezdinde hem doğa hem de yetiştiriliş iş başında, ama doğa ihmal edilebilir düzeyde. Hatta “annem beni çok etkiledi” sözü, aslında yetiştirilmediğimizi -bir yerlere-, sürekli ve her şeyden etkilenerek büyüdüğümüzü anlatıyor. Belki de çürüme ve yozlaşmanın tek müsebbibi, medeniyet denen canavarın, doğa kanunlarına karşı geliştirilen/yetiştirilen, canavarın, hayata dair her türlü olguyu normalleştirmesi, dolayısıyla birçok olgunun da anormalleştirmesidir.
Bizi biz yapan ise tüm bu normal/anormal ikiliği içerisinde başımıza gelen irili ufaklı şeylerin etkisi ve hatta başımıza gelmeyenlerin, eksikliklerin: anne, baba, sevgi, sevgili, ilgi, şefkat. Şurada ufak bir fiziksel ve/veya sözlü şiddet, aşağılanma, işten çıkarılma, burada irili ufaklı travmalar, dolayısıyla yaşamın olağan akışının sekteye uğraması. Her şey bu kadar basit, her şey bu kadar kolay işte. İyiliği de -her ne ise, kötülüğü de -her ne ise- gerekçelendirmek bu kadar kolay.
Joker’in yaşadığı, alabildiğine bireysel rahatsızlık, bu rahatsızlığı nasıl bertaraf edeceğini bilememek, bunun için gerekli taktik ya da stratejilere aşina olmamak ya da onlara karşı duyduğu inançsızlık, onu semptomatik bir çare arayışına yöneltir.
Batman ise, bireysel bir travmadan yola çıkarak kendini suçla, suç olduğunu düşündüğü/düşünülen şeyle mücadeleye verir. Ancak bu mücadelede yalnız değildir. Hatta başrolde bile değildir. Kolluk kuvvetlerinin, zora düştüğünde ıslık -spot ışığı- çalarak çağırdığı, suçluları adalete teslim eden tek kişilik bir ordudur, bir figürandır aslında. Bu mücadelenin sosyal bir yanı yoktur, suçu değil suçluları ortadan kaldırır, enformaldir, Batman bir polis memuru yahut herhangi bir devlet görevlisi değildir ve statükoya hizmet eder yani egemenin suçlu addettiği kişileri yakalar. Bu hali ile aslında bir tür derin devleti bile çağrıştırdığı söylenebilir.
Yalnız yaşamaya -Alfred’i saymazsak-, çalışmaya -Robin’i saymazsak- ve hep karanlıkta kalmayı -gazetelere çıkmasını saymazsak- mecburdur. Belki de böyle olmayı seçmiş işkolik bir sosyopattır. Her halükarda böyle kalmak zorundadır, zira en azılı suçluyu yakalasa bile, kendisini göreve çağıran mercilerce aşağılanır, suçlanır, kriminalize edilir. Bu uğurda Arkham Akıl Hastanesi’ne -ki hapishaneden hallicedir- düşmüşlüğü vardır.
Yukarıda az değindiğim bir konu yeniden bahsedilecek kadar önemli: Batman suçu değil suçluları ortadan kaldırmak için çalışır. Eylemleri hep kötülük olduğunu düşündüğü/düşünülen şeyin başına karşıdır. Joker’in ya da Penguen’in müritlerini ya da bu kötü adamları kötü yapan şeyleri -sistem, toplumsal yapı, şartlar- değil elebaşını ortadan kaldırmaya çalışır. Bu hali ile sürdürülemez ve sonu gelmez -zira her kötü adamın arkasından yeni bir kötü adam/kadın gelecektir hem serinin hem de kötülüğün devamlılığı açısından- bir mücadele cenderesine sıkışmıştır.
Hepsinden öte, pek çok kez dile getirildiği üzere, Batman bir süperkahraman değildir. Kendisini baba parası ve bununla erişilebilir/tasarlanabilir/üretilebilir teknolojiyle sarmış, süperleştirilmiş bir emir eridir. Süperleştikten sonra yaptıkları ise neredeyse sadece yetiştirilişinin, içinde bulunduğu maddi ve manevi ortamın kaçınılmaz sonucudur. Eğer yer değiştirselerdi pekala Bruce Wayne Joker, Arthur Fleck ise Batman olabilirdi.
İşin garibi Joker ya da Penguen de tam olarak süperkahraman/kötü değildir. Ancak onlar -Batman’in aksine- kendilerini teknolojik zımbırtılarla donatmaz. Neredeyse tamamen, oldukları gibidirler, bir davaları, adamları ve stratejileri vardır. Ne istedikleri -bu anarşi bile olsa- bellidir. Amaçlarına ulaşmak için örgütlenir, insanları -insanlarını- kötü emellerine alet ederler. Onların aletleri insanlardır.
Batman; Joker’i camdan atabilir, Penguen’in üzerine yarasaları salabilirsin, ama kötü adamı öldürmenin sadece kötü bir adamı öldürmüş olmaktan fazlası olmadığının farkında olmalısın.