-eskiden açık oturumların adı haggaten de açık oturumdu. noldu sonra onlara? hepsinin afili isimleri oldu sanırım. x ile bilmemne sevilen bi format sanırım. hulki cevizoğlu'yla ceviz kabuğu mesela. öyle değil miydi yoksa o? sade ceviz kabuğu muydu acava?
neyse efenim. bir zolkan vızlöz'le distort edilmiş şarkılar programımıza daha hoş geldiniz. siz de hoş geldiniz sayın vızılöz.
-beş gittim ben.
-durun nereye gidiyorsunuz?
-kartal pendik gittik geldik.
-hah onu diyordum hoş geldiniz.
-iki peynirli bir sade hadi bana müsade.
-durun yahu.
-ismim hıdır elimden gelen budur.
-tamam oturun iki dakka.
-elim buz g.tüm karpuz.
-estağfurullah.
-inadım inat g.tüm iki kanat.
-tövbe tövbe.
-dediğim dedik çaldığım düdük.
-bi sus be adam.
-tamam dinliyorum.
-oh. neyse efenim bugün sizinle yozlaştırılmış şarkı sözleri üzerine konuşmak istiyorum.
-cemil çiçeeeeeeek kadar narin, mir gün cabaz kısaaaaaaaa, ağlama değmez hayaaaat, bugöz yaşlarınaaa.
-direk konuya girdiniz. sorum şu ki bu tip şarkı sözlerinde aranan özellikler nelerdir? belli ki ünlü ismi kullanmak bu noktada önemli.
-aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da aramazsan aramaa da.
-hmm. öyle bir loop'a girmek ki şarkının devamının gelmemesi diyorsunuz.
-zeytinyağlı yiyemem amaaaaan basma da fistan wagamam aman.
-yabancı kelimeler de önemli bir etken demek.
-nı nı nı nıı nı nı la hey hey hey!
-anlıyorum. isterseniz bu haftalık sözlerimize burada son verelim?
-benical'imin yağmurların dayı kasın vaaaaar, dayı kasın vaar.
-iyice cıvıttınız artık. haftaya aydınger.
Cumartesi, Temmuz 26, 2008
Pazar, Temmuz 13, 2008
yutup öldü yaşasın vimeo
beyninden kıvılcımlar saçan telekomünikasyon iletişim başkanlığı'nca engellenen sevgili youtube'un artık geri dönüşü olmayacakmış gibi görünüyor. yok ktunnelmış yok ninja cloakmış derken ben de yoruldum artık. bu sebeple nicedir kullandığım pek harika vimeo'ya geçiş yaptım. haftalık 500mb upload sınırı bulunmakta kendisinin, videolar adam gibi etiketlenebiliyor, istenirse download izni verilebiliyor ve görebildiğim kadarıyla eli yüzü düzgün videolar barındırıyor. tabi ki youtubeda bütün gece videodan videoya koşmak, onları birilerine yollamak falan bambaşka ama bütün bunlara bir süreliğine ara veriyor, kendimi vimeonun güzel ve şefkatli arayüzüne bırakıyorum. sağ tarafa da sürekli bir vidyo bantı koydum. afiyet şeker olsun, löp löp et olsun.
a recorder in cheap plastic from avsar gurpinar on Vimeo.
a recorder in cheap plastic from avsar gurpinar on Vimeo.
Perşembe, Temmuz 10, 2008
ben iyiydim. çevrem de iyiydi.
komplike ismail, sofistike ercan, proaktif muammer. hepsini ayrı seviyorum. hepsinin yeri ayrı. liste uzatılabilir tabi.
dışavurumcu hatice, agnostik tamer, presbiteryen mualla. ilk grup kadar olmasa da bunlar da iyidir.
bir de eskiler var.
fukocu reşit, libidinal hasan ve spektaküler kemal. bunlardan zerre kadar hazzetmem. günahımı vermem. sokakta görsem omuz vurup geçerim.
dışavurumcu hatice, agnostik tamer, presbiteryen mualla. ilk grup kadar olmasa da bunlar da iyidir.
bir de eskiler var.
fukocu reşit, libidinal hasan ve spektaküler kemal. bunlardan zerre kadar hazzetmem. günahımı vermem. sokakta görsem omuz vurup geçerim.
Perşembe, Temmuz 03, 2008
yeni yaşta kurumsal kutlayışlar
hepsinden önce kitapyurdu vardı. doğumgünüme daha saatler varken attıkları bir maille doğumgünümü kutladıklarını ve bugün yapacağım alışverişlerde kargo ücreti alınmayacağını bildirdiler. o an sarılıp öpmek istedim kendilerini gerçekten. hemen gittim iki kitap aldım. kargo ücreti de vermedim. allah onlardan razı olsun. arkasından bir kaç saat süren bir sessizliğin ardından 12'ye iki dakika kala arkitera kısa ve öz bi mesajla bana iyi seneler diledi.
merhaba avşar diyerek samimi bir hava yakalamışlar. ancak ne bir promosyon, ne bir teklif, ne bir şey. kuru kuru tebrik. tabi ki çöp kutusunu boyladı o posta. son olarak da hsbc'nin pastalı mumlu kurdeleli pek grafik iyi ki doğdunuz maili geldi.
sayınlı kısmı ile tebrik kısmı arasındaki font uyuşmazlığından ve gece 12'yi bilmemkaç geçe gelmesinden de anlaşılabileceği gibi otomotik olarak yollanmış bu e-postadan da hiç hazzetmedim. hatta kendisine arkitera'nınkinin de ötesinde bir nefret duydum. zira arkitera en azından mütavazı ve "ben otomatik bir mesajım, alabildiğine sade, sana gül bahçesi vaad etmiyorum" havasındayken eyçesbiisii'nin maili daha bir iştah kabartıcı daha bir beklenti uyandırıcı. sanki her an "bugün doğumgününüz o yüzden hesabınıza helalinden 20ytl yatırdık." ya da "doğumgününüzde alacağınız ihtiyaç kredisine fazladan 36 taksit daha yapıyoruz var mı ulan?" diyecekmiş gibi bir havası var. ama nerde? sevmiyorum seni hsbc, açıp baksaydın hesap hareketlerime, daha doğrusu hareketsizliklerime, seni ne kadar sevmediğimi anlar ve bunu değiştirmek için bir şeyler yapardın ama artık çok geç. üzgünüm.
son olarak ise zibidik ereyon adlı alışveriş sitesinden bir tebrik mesajı geliyor. bu sanırım şu ana kadarkilerin en kötüsü. hem alışveriş sitesi olmasına rağmen hiç bir hediye, bir 3 alana 5 bedava efendime söyliyeyim, bir 100 liralık alışverişinizde 1 lira bizden jesti yapmıyorlar, hem de ağzı burnu kaymış internet adresinde büyük harf kullandıkları düdük gibi bir e-posta yolluyorlar. zaten hiçbir şey almamıştım buradan, bundan sonra da almam. elveda ereyon.
kurumsal tebrik e-postalarım şimdilik bu kadar. günün ilerleyen saatlerinde umarım daha yaratıcı, daha bol hediyeli jestli mestli bir şeyler gelir.
merhaba avşar diyerek samimi bir hava yakalamışlar. ancak ne bir promosyon, ne bir teklif, ne bir şey. kuru kuru tebrik. tabi ki çöp kutusunu boyladı o posta. son olarak da hsbc'nin pastalı mumlu kurdeleli pek grafik iyi ki doğdunuz maili geldi.
sayınlı kısmı ile tebrik kısmı arasındaki font uyuşmazlığından ve gece 12'yi bilmemkaç geçe gelmesinden de anlaşılabileceği gibi otomotik olarak yollanmış bu e-postadan da hiç hazzetmedim. hatta kendisine arkitera'nınkinin de ötesinde bir nefret duydum. zira arkitera en azından mütavazı ve "ben otomatik bir mesajım, alabildiğine sade, sana gül bahçesi vaad etmiyorum" havasındayken eyçesbiisii'nin maili daha bir iştah kabartıcı daha bir beklenti uyandırıcı. sanki her an "bugün doğumgününüz o yüzden hesabınıza helalinden 20ytl yatırdık." ya da "doğumgününüzde alacağınız ihtiyaç kredisine fazladan 36 taksit daha yapıyoruz var mı ulan?" diyecekmiş gibi bir havası var. ama nerde? sevmiyorum seni hsbc, açıp baksaydın hesap hareketlerime, daha doğrusu hareketsizliklerime, seni ne kadar sevmediğimi anlar ve bunu değiştirmek için bir şeyler yapardın ama artık çok geç. üzgünüm.
son olarak ise zibidik ereyon adlı alışveriş sitesinden bir tebrik mesajı geliyor. bu sanırım şu ana kadarkilerin en kötüsü. hem alışveriş sitesi olmasına rağmen hiç bir hediye, bir 3 alana 5 bedava efendime söyliyeyim, bir 100 liralık alışverişinizde 1 lira bizden jesti yapmıyorlar, hem de ağzı burnu kaymış internet adresinde büyük harf kullandıkları düdük gibi bir e-posta yolluyorlar. zaten hiçbir şey almamıştım buradan, bundan sonra da almam. elveda ereyon.
kurumsal tebrik e-postalarım şimdilik bu kadar. günün ilerleyen saatlerinde umarım daha yaratıcı, daha bol hediyeli jestli mestli bir şeyler gelir.
etiketler
arkitera,
doğumgünü,
ereyon,
hey yarabbim,
hsbc,
kitapyurdu,
tebrik,
yorum
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)