Salı, Eylül 13, 2011

public art

mario incebelli

Öncelikle şu iki bardak tasarımına bakalım:

Bu tim parsons'ın 1999 yılında tasarladığı 'half-pint mug'.

Bu da daha sonra aynı mantık üzerinden geliştirdiği 'half-pint glass'. 


Bu da Erdem Akan'ın 2003 yılında tasarladığı 'eastmeetswest' isimli çay bardağı.


Bu ürünler arasındaki kör göze parmak intihal kokularına hiç değinmeyeceğim. Ürün ile ilgili açıklamayı da bir kenara bırakırsak...aslında bir dakika, ürünle ilgili açıklamayı bir kenara bırakmayalım. 

'A contemporary interpretation of traditional Turkish tea glass: Looks European feels Oriental. Thanks to its double sided walls, eastmeetswest keeps the content longer hot, without burning your fingers and has a visual effect as if the fluid floats on the air.'

Akan'a göre bardağın görünüşü Avrupa'lı hissi ise Doğu'lu. Bu cümlede ciddi bir kafa karışıklığı seziyorum. Avrupa'nın karşılığı Doğu mudur? Ya da Batı sadece Avrupa mıdır? Bu bakış tam da Türk insanının Oryantalist bakışa kendini uydurma çabası, Batı'nın verdiği Doğu gömleğini ona yaranmak için hiç sorgulamadan üzerine giymesi gibi geliyor bana. 
Görünüşü Avrupa'lı hissi Doğu'lu kısmına takılıyorum tekrar. Birincisi, düz, silindirik bir su bardağı formu ne kadar Avrupa'dır, bu tartışılır. İkincisi, bu bardağı elinize aldığınızı ve gözlerinizi kapadığınızı düşünün. Hissettiğiniz şey çay bardağının geniş ağzı, ince beli ya da çayın sıcaklığı mı olacaktır, yoksa düz ve soğuk bir yüzey mi? Bence bu cümle 'Batılı bir form içerisine hapsedilmiş, görülen ama hiç ulaşılamayan ve hissedilemeyen bir Doğu' olarak değiştirilebilir.

Açıklamanın ikinci kısmına gelecek olursak. Bardağın iki tarafındaki duvarlar içeriğini daha uzun süre sıcak tutmakta ve parmaklarımızın yanmasını engellemektedir. Çok güzel. Ve fakat geleneksel çay bardağı zaten bu fonksiyonu çift duvara ve 3 katı fazla malzemeye ihtiyaç duymadan yerine getirmektedir. Çay bardağının biçimini inceleyelim. Geniş bir ağız, ortaya doğru daralan bir bel ve geniş bir dip. Peki bu bardağın biçimi neden böyledir? Sadece güzel göründüğü için mi? İnce belli yuvarlak popolu Doğu'lu kadınları temsil ettiği, çay içerken onların bellerini kavrıyormuş hissini verdiği için mi? 

Bardağın altı geniştir, böylece içine konan sıcak sıvının -bu durumda çay- büyük bir kısmı burada kalır ve ince belin de yardımıyla hızlı bir şekilde soğuması engellenmiş olur. Bardağın ağzı geniştir böylece altta kalan sıvı sıcak kalırken ağız kısmında sıvı yüzeyi genişletilerek çayın daha hızlı soğuması sağlanır. Ayrıca bardağın kıvrımlı formu sayesinde içindeki çay çok sıcak da olsa bardak ağız kısmından baş ve işaret parmakları ile çok rahat bir şekilde tutulabilmektedir. Son olarak bardağın bir su bardağından ya da kupadan çok daha küçük olması çayın küçük porsiyonlarda servis edilebilmesini ve soğumadan içilebilmesini sağlar. 

Sonuç olarak geleneksel çay bardağının biçimi kullanım şekli ile doğrudan bir bağlantı içerisindedir. Ancak bu haliyle biçim fonksiyondan tamamen koparılarak sadece görsel bir boyuta indirgenmiş oluyor. Dolayısı ile ben, biçimsel benzerlikler ve esinlenmeleri bir kenara bırakacak olursam , belli bir kullanım şekli üzerinden oluşmuş ve uzun süre içerisinde neredeyse ideal haline ulaşmış bir biçimi başka bir biçim içerisinde bu şekilde hapsetmenin mantığını, ve genel anlamda böyle bir tasarımın altında yatan amacı anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum.