'Bugün (1931) artık bütün cihan teslim etmiştir ki mimar evimizi yağmura, güneşe karşı bizi muhafaza için yapıp giden bir amele değil, bize içtimai hayatımızda yol gösteren bir mütefekkirdir.
...
Türk mimarları hakiki mimari meydana koymaya çalışmalıdırlar. Bunun için Avrupa'yı taklit edemeyiz, çünkü onlar kendilerini bile taklit edemezler.
...
Bugünkü içtimai hayatımızda misafir, bizimle birkaç dakika görüşüp gidecek bir şahıstır. Saatlerce kalmaya gelen misafir için hususi bir odaya lüzum olmadığı gibi bayram ve kabül günlerimiz için evin içinde hususi tertibat alabiliriz.
...
Misafir odası lüzumsuz ve lüks bir yerdir; tabi, bugünkü ihtiyacımız için. Misafiri biz kapıdan girer girmez holde kabul ediyoruz, evin içinde gezmesi, herhangi bir sebeple toplu olmayan odalarımızı ve koridorlarımızı görmesi doğru değildir.
...
Yazıhaneyi geçince dikiş masasını görüyoruz. Bu masa duvara tesbit edilmiştir. Evin kadını bu masa üzerinde çalışır ve hususi bir elektriği vardır.
...
Odanın ortasında bir masa görüyorsunuz, bu masa teklifsiz misafirlerin oturmasına ve aile arasında yemeklerden sonra toplanmaya mahsustur.
...
Yemek odasındaki sandalyelerin arkaları meyil yapılmamıştır. Çünkü yemekteyken arkaya dayanmak adet değildir. Bilakis daima masaya yaklaşılacağından, iskemlenin ön ayakları dışarı taşırılmamış, müvazenenin (denge) temini için arka ayakları geri doğru meylettirilmiştir.
...
Karyolanın solunda bir dolap görüyorsunuz. Bu dolabın karyolaya bitişen tarafı hususi tertibatı haizdir. Kolonya, kitap, su ve saire koymağa mahsus olan bu yerler, hep yatakta yatan bir adamın zahmetsizce elini uzatıp alabilmesi düşünülerek yapılmıştır.
Metruk bir usul olan yatağın yanına küçük bir dolap -komodin- koymak şekli doğru değildir. Çünkü kapaklarını açıp içinden bir şey almak için muhakkak yataktan çıkmaya mecbur oluruz. Halbuki insanlar yorgun bulundukları veyahut yattıkları vaziyeti değiştirmek istedikleri zamanlarda, karyolanın yanından hemen ellerinin değebileceği mesafede, sular, ilaçlar ve bezler gibi bir çok ihtiyaçlarını tatmin etmek için lazım olan eşyaların bulunmasını isterler.
...
Banyoları elektrikle ısıtmak en doğru usuldür, çünkü elektrik şirketleri gece yapılan (saat 12'den sonra) sarfiyattan az para alırlar.
...
Bugünün mimarı düşünür...Her ihtimali görür ve yaptığı, icat ettiği eseri de kendisinden başka kimse yapamaz. Türkiye'de bu mimar ortaya çıktığı gün...Türk mimarları da teferruat ve detayla değil, fikir ve düşünce ile esas kitleler üzerinde oynadıkları gün...Her yapı sahibi onu aramaya ve ona gitmeye mecbur olacaktır.
...
Aile doktoru kullandığımız gibi aile mimarı da kullanmaya mecburuz.
Mimar Abdullah Ziya, Arkitekt, 1931, 1, s. 14-20.
Aptullah Ziya Kozanoğlu
MimarAbdullah Ziya Kozanoğlu, Türk mimar, müteahhit, romancı, çizgi-roman yazarı, Spor yöneticisi ve Beşiktaş Jimnastik Kulübünün 11. başkanıdır. Manken ve oyuncu Yasemin Kozanoğlu’nun dedesidir Vikipedi
MimarAbdullah Ziya Kozanoğlu, Türk mimar, müteahhit, romancı, çizgi-roman yazarı, Spor yöneticisi ve Beşiktaş Jimnastik Kulübünün 11. başkanıdır. Manken ve oyuncu Yasemin Kozanoğlu’nun dedesidir Vikipedi