Kuzen eşliğinde yapılan bir günlük Köln - Aachen turunun ardından pılımı pırtımı toplayıp Aachen Hbf.'a geldim. Aslında planım bavulları bir dolaba bırakıp birazcık şehri gezmekti. Baktım dolaplar için bozuk 1,5 avro gerekiyor, baktım 1 avrom ve yetersiz sayıda küçük bozukluğum var, aman dedim istasyonda takılırım 1 saat. Çıktım baktım yukarı ki 10.51'de bir tren kalkıyor halihazırda Düssel Köyü'ne doğru. Eh, bineyim de gideyim bari. Gerçekten de bindim ve gidiyorum. 50 sent için sattım yani Aachen'i.
Fena bir şehir değil aslında Dom'u Rathaus'u bir kısım inişli çıkışlı sokakları ile, ama bir şekilde negatif bir enerjiye sahip, belki kilisenin önünde yaşayan evsiz kadından, belki sokağın kenarına oturmuş paraaaa paraaaaa diye bağıran dilenciden, belki de otobüste sarhoş sarhoş oraya buraya çarptıktan sonra açıp bize şeyini gösteren adamdan, bilemiyorum. Belki de tamamen farklı bir sebeptendir. Neyse, şimdi bu rahat ama havasız, Almanca'dan çok Fransızca konuşulan trende Düsseldorf'a doğru ilerliyorum. Biraz yoruldum sanırım, uyuyasım var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder