Cuma, Kasım 23, 2007

aynayna

ayna'yı severdim. anadolu rock mı, pop mu, atmosferik y.rak metal mi belli olmayan otistik duruşları, her daim güneş gözlüklü -hapisanede kitap okurken bile- gizemli olmaya çalışan o yapmacık havaları, kendi başına yemek yemeyi başarabilen 6 yaşında bir çocuğun sıradan bir bilgisayarla kotarabileceği ezik altyapıları ve sıradan sözleri -yeniden de sevebiliriz, akdeniz- ile her zaman beni benden alan bir grup olmuştur kendileri. esas hayrete şayan olan ise böyle bir yapı ile nasıl kitleleri peşinden sürükleyebildikleridir. bu insanların kafasındaki nasıl bir switchdir ki böylesine doğuştan off gelmektedir? aklı başında bir insan evladı nasıl hatice'yi, haluk levent'i ne bileyim küçük onur'u beğenebilmektedir? yaşam beğeniyi şekillendirir fikrini de katsam da bu denkleme, bir sonuca ulaşamadım. gurbette yorgun düştüm. hasret tüketti. bittim. ceylan.

Hiç yorum yok: