Salı, Mart 25, 2008

duş beni tütmeden ya da ev yapımı kısır döngü

geçende arkadaşlarla içiyoruz. hep bu kısmı var nedense. geçende arkadaşlarla s.çıyoruz da görmedim bi gün.

neyse.

geçende arkadaşlarla evde uyanıyoruz. akşamdan kalma değiliz ama bir zor geliyor yine de uyanmak. kalkıyoruz duş alıyoruz arkadaşlarla. kahvaltı ediyoruz, geliyoruz bi kahve koyuyoruz oturuyoruz masaya. oydu buydu derken bi bakıyoruz öğlen olmuş. öğleni ediyoruz arkadaşlarla. dönüp bakıyoruz ne yaptık diye. fıs. neyse diyoruz daha günün geri kalan 12 saati var en azından diyoruz. günün en güzel saatleri bunlar diyoruz. sonra. öyle oluyor böyle oluyor, bi bakıyoruz yine, saat 3. yuh. ne zaman oldu 3 saat. zaman su gibi akıp gitmiş. bakıyoruz arkadaşlarla birbirimize. geçende arkadaşlarla biribirimize bakıyoruz. bi tanesi ben acıktım, diğeri benim çişim geldi, bir üçüncüsü ise izzet altınmeşe diyor. çiş yapıp yemek yemeye iniyoruz. üçüncü odada radyo tatlıses dinliyor.

yemek faslı nedense uzun sürüyor. bir de rehavet çöküyor geçende arkadaşlarla üzerimize. uyuyoruz 1-2 saat. e akşamüzeri oluyor haliyle. hadi arkadaşlar diyorum. hadi ya. azcık silkinin. acıkanın canı kahve istiyor. çişi gelenin yine çişi gelmiş. izzet altınmeşe dinleyen rıza silahlıpoda sayıklıyor. kahve koyup oturuyoruz yine masaya. öğlenden öğleden sonraya kadarki rutin tekrarlanıyor. geçende yine çok tembeliz arkadaşlarla. bi çiş bi yemek bi belkıs akkale. bu şekilde geçirilebilecek saatlerin haddi hesabı yok.

gece oluyor, hava kararıyor. kendimizi kandırıyoruz geçende arkadaşlarla. nachtaktiv sanıyoruz kendimizi, hemstır gibiyiz. saatlerce çiğnenen etli yaprak dolması kıvamına gelmiş bir ders çalışma çabasından başka birşey kalmıyor geriye. acıkana azcık peynir ekmek verip, çişi gelenin çişini yapıp dişini fırçalayıp, ömer danış diye hönkürenle beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar söyleyip yattuyuyoruz.

geçende arkadaşlarla yine kısır dönüyoruz.

Hiç yorum yok: