birinin insanın duygularına tercüman olması kadar güzel bir şey yok sanırım. televizyonda ağzım 35 karış açık bir şekilde (kızlar yüzünden değil) izlediğim son mor ve ötesi klibinin ardından albüme de şöyle bir göz attım. son albüme kadar hala eski günlerin, yalnız şarkı'nın, 23'ün, bırak zaman aksın'ın, bir zamanların muhalif tavrının hatrına dinliyordum mor ve ötesini, artık o günlerinden eser bile kalmamış olsa da. ama bu kadarı da fazlaydı artık. nakarattaki whoo ho'lar ise son noktayı koydu. internete girdiğimde bir çok kişinin benimle aynı duyguları paylaşıyor olacağından şüphem yoktu. nitekim "kim lan bu hayatımın erkeği?" tam da benim demek istediklerimi söyleyivermişti. kendisine saygılarımı sunuyorum:
""Masumiyetin ziyan olmaz", biz değerlendiririz annem. Repoya yatırır, olmadı yıllık masumiyetinize yüzde 76 faiz veririz. Şarkı sözlerimiz topyekün mesaj kaygılı olur ama ne dediği anlaşılmaz misal. Sanat anlatılmaz yaşanır ya, o hesaptan ödetiriz sana, e tabi yersen. Barışarock'ta sahne alıp "Bieez Rakınkok'a çıkmıyoz çünkü kolaya karşıyız, hem kefir çok daha helti" bağrınır, ertesi yıl Fanta gençlik festivalinde boy gösteririz. (fanta portakallı ya, heralde ondan)"
devamı için: yalvarırım bana mesaj verme
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder