cem karaca 45'liklerinden sonra erkin koray'a geçtim bu hafta. o dönem yapılan müziklerin büyük bir kısmının hastası olsam da sanırım cem karaca'yı daha çok seviyorum.
karizmaya gelelim
erkin koray'ın da pek hoş parçaları var, favorilerim kızları da alın askere, çiçek dağı, krallar, tımbıllı -böyle gider bu- ama bazen çok arabesk oluyor hoşuma da gitmiyor. zaten koray'ın şarkıları daha çok sevdiğim gitti, acılıyım, dertlerime derman yok, saçlarım beyazladı, aşkımız bitecek vs. daha acılı konular. cem karaca daha bir anadolu rock haydi yiğitler, atlarımıza bindik gidiyoruz, yallah hücum daha kahramanlar genel olarak. o da gerçi sonradan fazla politik oldu hiç sevemedim yeni hallerini, erkin koray da aynı şekilde 'akrebin gözleri' hala rüyalarıma girer.
daha bir çiçek çocuk, ama hınzır da
neyse efenim uzun lafın kısası 65-75 arası türk müziğini tanıyalım sevelim, sevdirelim. bu arada mustafa özkent'in gençlik ile elele adlı saykodelik türk fankı tarzındaki akılalmaz albümü tekrar keşfedilip bize sunulmuş, bu sayede öğrendim ben de ve sadece 'yuh' diyebildim. abi sen ne yaptın?
çift baterinin muhteşem uyumu, gitarlar, baslar, o enerji o tempo, bir de hepsini sen 1 günde yap, olacak iş mi? olayın komik yanı ise adamların kayıt sırasında nasıl birşey yaptıklarının farkında olmamaları. neyse, dinlemeyene adam demiyorum ben.
it değiliz biz ki dağa küselim
öküz değiliz ki bağı sökelim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder