Cuma, Ağustos 06, 2010

beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar

insanların mezarlıklara gömülmesi fikrine karşıyım. daha doğrusu mezarlıkların sıra sıra taşlar, eğri büğrü yollar ve gösterişli mezarlardan oluşmasına. isterim ki öldüğümde bir ağacın altına gömüleyim. üzerine bir yere de ismim yazılsın, çocuğum, torunum, torunumun torunu beni ziyarete geldiğinde köklerime bir kova su döksün, yanında oynasın, dalına salıncak yapsın. ağacım büyüsün gelişsin, şimdi mezarları nasıl sökemiyorsak yerlerinden, o ağaçları da kesmek günah olsun. bu arada insanların aslında gömüldükleri mezarın altında olmadıklarını ve zamanla -genelde eğimden dolayı- başka yerlere kaydığını biliyor muydunuz? yani sizin başına gidip dua ettiğiniz o mezar taşı aslında kaybettiğiniz yakınınızın üzerinde durmuyor artık, daha doğrusu yakınınız o taşın altında değil artık. 

bu fikri anlattığım birkaç kişi, bundan o kadar da fazla heyecanlanmamıştı, ancak ben hala standart mezarlık sistemine göre çok daha doğal, anlamlı ve heyecan verici olduğunu düşünüyorum. bugün aşağıdaki tasarım projesini gördüğümde bu yüzden çok mutlu oldum. işte tam olarak söylemek istediğim bu. 




ayrıca bu yeşil mezar-lık- fikri bir 10 senedir var olan bir şeymiş. örneğin a.b.d.'de kinkara adlı bir şirketten çevreci kefenler sipariş etmek mümkün. 



Hiç yorum yok: