Pazartesi, Nisan 06, 2009

obaaa

adamın teki türkiye'ye gelmiş. onu ağırlayanlar kendi şehirlerinden utanıp onu istanbul'a getirmişler. adam için şehrin tam göbeğindeki otel seçilmiş. sarayburnu, kız kulesi, boğaz, ayaklarının altında olsun, şehre karşı artık ne içiyorsa onu keyifle yudumlasın diye. adamın istanbul'a gelişi helikopterler ve yol kapamalarıyla karşılanmış, bir o günün bayram ilan edilmediği kalmışmış. ana yollar, ana yollara çıkan yollar, o yolların kestiği yollar ve adamın oteline kadar olan yollara çıkabilme ihtimali olan bütün yollar pattadanak kapatılıverilmiş. kimse şu saatte şu yol kapanacak aman ha, ya da şurası kapalı buradan gidin gibi bir uyarıda bulunmamış. şehir, şehir değil dingo'nun ahırı imiş çünkü. 
helikopterler şehrin üzerinde vızır vızır uçarken insanlar yağmur altındaki şehirde evlerine ulaşabilmek için insani olmayan mesafeleri yürümek zorunda bırakılmışlar. hem fiziksel hem psikolojik açıdan sıçanlar gibi hissetmişler kendilerini. yöneticilerinin gözünde de o kadar değerleri varmış zaten. bu insanlar öfkelenmekten daha beter bir his olan "öfkelenmek ama bunun müessibini bulamamak" hissine kapılmışlar. kime, neye, nereye kızacaklarını bilememişler. ortalıkta emir kulu olmayan kimse yokmuş çünkü. 
adamın geçeceği yollar dev boyutlarda muhtelif lale, boğaz köprüsü, havai fişenk ve velkamtuistanbul fotolarıyla süslenmiş. Şehirde binlerce değerli yapı ve bölgenin içine edilirken, turistlerin ve önemli insanların görmesi için saklanan 3-5 tarihi yeri görebilmesi için şehir çapında yol kapatma bayramı ilan edilmiş. kimsenin işine, okuluna, keyfine ve gözünün yaşına bakılmamış. daha önce başka adamlar için düzenlenen bu ritüel bu adam için de düzenlenmiş. herkes olayların geleneksel hale gelmesinden korkmuş.

Hiç yorum yok: