Perşembe, Nisan 23, 2009

türkçe öğreniyorum: gibi/kadar

merhaba sevgili arkadaşlar,
bugün gibili gibisiz ve kadarlı cümlelerdeki anlam farklarına bir bakalım:

örn. 1
"dana kadar kulakları vardı." --- "he had ears big like a calf"

burada kulaklar türkçe cümlede doğrudan görülmese de dana ve onun büyüklüğü ile ilişkilendirilmiştir. her bir kulak neredeyse bir dana büyüklüğündedir.

örn. 2
"dana gibi kulakları vardı." --- "he had ears like a calf"

gördüğünüz gibi ikinci örneğimizde ingilizce cümlenin türkçe olan ile alakası olmadı. sanki dananın da kulağı var adamın da gibi oldu. ama biz kendi cümlemize dönecek olursak aslında demek istediğimiz kişinin kulaklarının dananınkiler ile şekilsel bir benzerlik taşıdığı idi. yani yine büyük ama dananın kendisi kadar değil kulağı kadar büyük. ve mesela belki ucu sivri, içi kıllı. yani gibi dediğimizde boyuttan fazlasını söylemiş oluyoruz.

örn. 3
"dana kulaklı!" --- "calf ears!"

bu örnekte ise kişiye resmen hakaret edilmektedir. lafı eden fazla detaya girmemiş çıkarımı karşıdakinin hayalgücüne bırakmıştır. artık boyut mu anlar, şekil mi anlar ona kalmış. ama lafın gelişinden sanki burada dananın dana olarak çok bir önemi yokmuş, sanki yerine herhangi bir büyük baş hayvanın ismi gelebilecekmiş gibi görünmektedir.


evet sevgili arkadaşlar. bugünkü türkçe öğreniyorum programında gibi'li kadar'lı ve hiç birşeyli benzetmelerin farkını öğrendik. bu cümleleri bilinçli kullanalım. akıllı olalım. incinmeyelim incitmeyelim. türkçemiz bizim. unutmayalım unutturmayalım. havalar soğuk. üşütmeyelim üşütmeyelim. sucuklar taze. soğutmayalım soğutturmayalım. esen kalın.

Hiç yorum yok: