Cuma, Ekim 27, 2006

almanya'nın eşiğinde

25.ağustos.2006.1625

gitmeme tam on gün kala,
içimde sonsuz bir sıkıntı, isteksizlik ve boşvermişlik duygusu. Boşvermişlik doğru kelime değil belki. Yapmam gerekenler ve yapabileceklerim geçiyor kafamdan sürekli ama yapmaya ne isteğim ne halim var. Evden dışarı en son geçen Cuma günü çıktım. Evin içinde bile yapılabilecek –eğlenceli veya sıkıcı- onlarca şey varken sadece saatlerce uyuyorum –uykum olduğundan değil-, bilgisayarı başında anlamsız bir şekilde oturuyor ya da televizyon seyrediyorum. Hiçbirinden memnun değilim, hiçbirinden keyif almıyorum. Bu şımarıklık, bu memnuniyetsizlik, bu bezginlik nereden geliyor? heyecanlı olmam gerekmez mi? içimin içime sığmaması, oradan oraya koşturmam? bunların hiçbirinden eser yok. Neden kendime gelemiyorum? Neden mutlu olamıyorum? Neden bu kadar çok soru soruyorum?

26.ağustos.2006.1835
Sadece 24 saat geçti dünkü mutsuzluğun üzerinden ve şimdi içim içime sığmıyor. Kendimi dışarı atmam gerekiyormuş sanırım. Nasıl toparlanacağımı hala bilemiyorum gerçi. Toparlanmak derken kendine gelmek olarak değil de bavul toplamak olarak. Neyse bir şekilde olacak artık. Hayatımda ilk defa ailemden, şehrimden, arkadaşlarımdan bu kadar uzun süreliğine uzak kalacağım. Neler olacak? 6 ay kısa mı uzun mu ona bile karar veremiyorum. Tabi ki uzun, ama...neyse.
Özleyecek miyim birşeyleri, birilerini, bir yerleri? Kimi peki? Nereyi? Yine başladım sorular sormaya, sanki cevaplarını bulabilecekmişim gibi. Kendimize artık soru sormayı bırakmamızı ve yaşayıp görmemizi salık veriyoruz.

Hiç yorum yok: