Cuma, Aralık 20, 2002

Uzun süre debelendi yatakta, uyku ile uyaniklik arasinda görülen, hiç de tatli olmayan rüyalar, tavanda hareket eden gölgeler, tek bir renk: karanlik bütün odada, gözleri o renge alismis, görmemezlikten gelemeyen, kendi kendini iki yanindan tutup farkli yönlere çekmeye çalisan ve ikisinde basarili olamayan bir adam, ortada kalan, karar veremeyen, -verdigi kararlarin yararsizliklarinin ve çikmazlarinin içinde yasarken nasil yeni kararlar alabilirdi zaten- bir ucu sevigde bir ucu nefrette duygulariyla ne tam anlamiyla sevebilen ne de nefret edebilen bir adam, yeni sesler duymaya çalisan...AMA HEP GÜRÜLTÜ VARDI HEP KARMASA HEP ANLAMSIZLIK VE GARIP BİR RENGİ VARDI KARANLIGIN, SIYAH DEGILDI, BEYAZ DEGILDI, GRI DEGILDI, PIS, BULANIK, ANLAMSIZ, SABIT, KORKUTUCU BIR PEMBEYDI, UYANMAK ISTEMIYORUM UYUMAK DA ISTEMIYORUM, TEK ISTEDIGIM...
Söyleyemedi bunu.Korktugu sey söylemek degildi, söylebilirdi ya da söylemeyebilirdi; o gölge bunu duyabilirdi ya da duymayabilirdi; korktugu sey bunu söylediginde onun duymamazliktan gelmesiydi.

Hiç yorum yok: