Çarşamba, Haziran 27, 2007

meyn sitrim




Artist Mainstreamness Listeners Weight

1.
Kaizers Orchestra 3.31 % 23,320 100 %

2.
Gomez 11.17 % 78,737 90 %

3.
RJD2 18.68 % 131,597 69 %

4.
The Beatles 101.48 % 715,009 66 %

5.
Beck 76.16 % 536,614 60 %

6.
Replikas 0.58 % 4,069 60 %

7.
Eels 37.34 % 263,118 59 %

8.
Badly Drawn Boy 25.10 % 176,891 54 %

9.
Calexico 14.92 % 105,094 53 %

10.
Rufus Wainwright 26.26 % 185,050 46 %

11.
Elliott Smith 48.46 % 341,426 46 %

12.
Camille 5.72 % 40,289 43 %

13.
Andrew Bird 14.45 % 101,792 42 %

14.
Dave Matthews Band 31.18 % 219,671 39 %

15.
Adrian Belew 0.94 % 6,657 39 %

27.53 % mainstream

laz efem'de dolaşırkene buldum bunu en favori 15 artist'e göre bir mainstreamness yüzdesi hesaplıyor -siz de istiyorsanız başlığa tıklayın.
beatles, beck ve elliott smith'den baya kaybetmişim. aslında bunlar benim favori artistlerim değil ya.
kaizers evet, gomez eh, rjd2 nicedir dinlemiyorum, beatles önemli günler ve haftalarda, beck evet, replikas da öyle, eels baya azalttım, badly drawn boy sıkılıyorum artık, calexico ihmal ettim aslında seviyorum, rufus bazen ruhumu sömürüyor, elliott seviyorum periyodik olarak da dinlerim aslında, camille'e sadece baya kafayı takmıştım bir ara, güzel tabi ama 12. sırada olacak kadar da değil. andrew'ı hakkaten seviyorum ama ondan geçen gün yüksek dozda aldım, biraz soğumam lazım, dave canım benim iyice amerikanlaştı ama hala kalbimde yeri başkadır. andrew belew de yine zamanında kafayı taktıklarımdan biri.
aslında bunların çoğu geçen yaz çıldırıp aralıksız 156 saat müzik dinlediğim zamanlara dayanıyor. sıfırlasam mı profili diye düşünmüyor değilim ama kıyamam.

Salı, Haziran 26, 2007

nasıl da zeki bir insansın?

zaman zaman tickle'da abidik gubidik testler yaparak kendime ne kadar da muhteşem bir insan olduğumu kanıtlıyorum. sonra da buradan herkes görsün diye ilan ediyorum.
peki bugün hangi testi yaptım? 'multiple intelligence test'
peki sonuç ne çıktı? aha da bu:

Avsar, you're smartest when it comes to social intelligence - Yani diyor ki Avşar, sosyal entelijansa geldi mi senden enteli yok.



You've got people smarts! Social intelligence refers to the ability to read other people and react appropriately. As a result, you probably have a pretty keen sense of others' motivations most of the time. It's likely that you can also spot the difference between what people say and what they really mean.

Yani diyor ki, insan sarrafısın sen. insanların ciğerini biliyosun. testte sana sorduğumuz 'resimdeki insan ne hissediyor' sorularının hepsine doğru cevap verdin. insanları bir tanıyorsun bir anlıyorsun ki sorma. sormuyorsun zaten. altmetnini okuyorsun cümlelerin. aslansın kaplansın.

This understanding of behavior and human nature can help you go far. After all, it's been said that it's not what you know, but who you know that counts. And you have a way with people. Your social intelligence may manifest as having the gift for gab, being a top-notch networker, or an excellent listener and friend. However you put this intelligence to work, you're sure to be admired for an abundance of social know-how.

sen bu özelliklerle var ya, yürür gidersin. şeytan tüyü var bi de sende. bu sosyal entelijansla sırtın yere gelmez senin. artık bırak en güzel hediyeleri almayı, milletin dertlerini dinlemeyi de bunu paraya çevir koçum.

daha çok şey diyor, tickle'dan bedava rapor kazandığım için ama bu kadar yeter.

çeyrek asır

seneler nasıl da geçmiş, 25. sene de doluyor bir iki haftaya. iki bu kadar daha yaşasam, ölsem de gam yemem sonra. eski temalı doğumgünü partilerimizi hatırladım. seneler sonra tekrardan öyle birşey yapayım dedim. bir nevi 'bad taste' parti.

mekan ağa camii'nin sokağındaki lost. bilmeyenler için cami'nin yanından içeri giriyorsunuz solda içinde joker ve seksek'in olduğu hana girip en en üst kata çıkıyorsunuz.

resme tıklayıp detayları alabilir, şuradan da yeni yaz kreasyonunun devamını görebilirsiniz.


Perşembe, Haziran 21, 2007

apartman yönetimi

belediye sitesi d/2 blok yönetim kurulunun yazdığı hepimize ibret olması gereken bir uyarı metni -tıklayıp büyütelim:

Çarşamba, Haziran 20, 2007

anahtar kelimeler: panik bozukluğum var, insanlar bana garip geliyor

-iyi gülmer savıl seğirciler, diğlbiğlgisinin yime yerler de sürümdüğü anaktar kemile ve dimmeler proğramına hoş gel diniz. herzamankigibi buginkü koruğumuz yine yeni yeniden zolkan vızılöz. merhaha sayığn vızılöz.

-iyi günler. mahsuscuktan böyle konuştuğunuzu biliyorum. ağzınızı toplayın ağzınızı kırarım.

-yok yağvv?! öhm. pardon. evet sayın vızılöz. bugün yine aklımızın hafsalamızın almadığı bir anahtar kelimeler silsilesi ile karşı karşıyayız. 'panik bozukluğum var, insanlar bana garip geliyor' aratan burda kime sesleniyor acaba?

-yaradana sesleniyor ve diyor ki allaam benim allaam şaştı. açık alanda kalmış tavşan gibiyim, nereye koşayım ne yapayım bilemiyorum. kahvede çay bardağını ahmet abinin suratına atıp kaçmak istiyorum. köprüde giderken kapıyı açmak istiyorum.

-zor bir durum tabi. peki bu arkadaşımızın bu aratma sonunda karşısına gelen sonuçlara şöyle bir göz atalım mı?

-atalım.

-retorik bir soruydu her halükarda atıcaz zaten.

-seni döveyim mi?

-ehehe. evet bakıyoruz:
Bütün gece içim içimi yedi, ve bugün panik içerisinde tekrar müzeye gittim. .... *worms diye bir yer var Almanya'da, acaba sürekli worms oynayan insanlar mı ... (hafıza kaybı)

12 yaşındayken de fobilerim ve bazı zamanlar anksiyete bozukluğum vardı. ... iyileşmemin son adımının yardım ettiğim insanların bana teşekkürleriyle oluşan ... (linden metodu)

hee demek benimde bir hastalığım var deli değilim kaygı bozukluğum var herkes bana vallla sen delisin diyoda ondan. (ailem.org: panik atak)

Gerçekten mutlu oldum böyle bir site görmekten,insanların gülen gözleri sevindirdi beni ben 89 doğumluyum ddy'm var kendim gibilerini görmek bana ayrı bir ... (tavsandudak.com: damak dudak yarığı)

Ve bu tuzağı bana kuran herkimse benim toprak altında olmamı ...... Beni bekleyenler insanlar var.Biraz cesaretli olup harekete geçmezsen onları ... (dizi replikleri / prison break)

Bana verebileceğiniz ilaç var mı? 21 yaşındayım ve sakalım yok bu ...... paylaşmak istedim insan uzun süre koştuğunda kulağı kapanıyor ve sesleri garip bir ... (tübitak/ bilim ve teknik)

Evet bu sonuçlara baktığımızda çok da verimli bir arama olmadığını görüyoruz sayın zolkan. aratıcımız burada nerede hata yapmış acaba?

-arama fazla spesifik ve kişisel olmuş diye düşünüyorum. şair burda google'ı bir nevi rahatlama motoru, bir gülşen abla dert köşesi gibi kullanmış.

-peki bunun yerine ne yapması gerekirdi?

-doktora gitsin.

modern fabl

şimdi sizlere bundan bilmem ne kadar önce boduroğlan'la konuşurken kendimi kaybedip 47 saniyede yazdığım fablı sunmak istiyorum. fablın akışı bozulmasın diye aradan bodur'un repliklerini çıkarıyorum -bu kadar da nankör bir insanım:

şimdi bir zamanın birinde bir kurt varmış. bu kurt yeminli mali maliye uzmanıymış. bir gün yine yeminli yeminli ormanın hesaplarını kontrol ederken kurt gibi acıkmış ve vergi kaçıranları yemeye başlamış. yemekle de kalmamış hatta bunları kendi vergisinden düşmüş ve aslında bir tilki olduğunu anlamış. Zira bu kadar kurnaz bir kurt olamazmış. E peki o zaman niye kurt gibi acıktım ben demiş kendi kendine. Az eşşek değilim ha demiş. Çok eşşek miyim o zaman? Eşşek miyim lan ben demiş. E bu tilkilik nerden geliyo o zaman seni çakal demiş. Of demiş, şimdi de çakal olduk iyi mi demiş. 2 dakkada hayvandan hayvana atladım, ne maymun iştahlı hayvanım lan ben demiş, aaaamaaaan demiş kendini bilmez öküzün biriyim demiş. Evet demiş öküzüm ben aslında. Danalar gibi sevişmek istiyo hatta canım demiş ve gerçekte bir dana olduğuna kanaat getirip inek aramaya koyulmuş.

güneye giderken

güneye gidiyorum dedi adam bir anda. kadın duraladı, bir tabak daha duruladı. ne güneyi behzat gece gece, dedi. bunun gecesi gündüzü mü olur dedi adam, yani behzat, patatesinin son yudumunu yudumlarken. patates suyu içerdi. garip bir adamdı. hem dedi, bilirsin hep böyle biraz deliyimdir. bilmem mi dedi kadın, bilmem mi. bunu biliyor olmaktan pek hoşnut görünmüyordu. aslında hiçbir şeyden hoşnut görünmüyordu. belki tabak durulamanın engin hoşnutsuzluğu vuruyordu yüzüne. ee dedi behzat, ne diyorsun? neye ne diyorum? güneye gitmeye. gidemem dedi kadın ben güneye müneye. bu cümleyi nasıl kurduğuna şaşırmıştı. çok sıcak olur oralar, it kopuk etrafta, hem çok da pahalı. türkan dedi içinden, ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin? türkan dedi dışından adam, ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin? allahım dedi kadın yine aynı içinden. yıllardır beklediği istediği şey tam da bu değil miydi. odun behzatın bir gün bir çılgınlık yapıp onu şaşırtmasını, eve bir demet çiçek hadi olmadı 100 gr. şamfıstığı -bu da olmadı- getirmesini beklememiş miydi? şimdi nereden çıkmıştı bu ketumluk, bu isteksizlik. bombok oldu behzat, tek kelime edemedi. kalktı gitti. türkan son tabağı da durulayıp yattuyudu. iki ay sonra ayrıldılar. behzat şimdi ayvalık'da bir pansiyon işletiyor. türkan gündüzleri evde ördüğü nakışları cumartesileri semt pazarında satıyor.

Salı, Haziran 12, 2007

ah frank

ne sıkıcı müzisyenimizdin sen frank black abi. gerçek adınla Charles Michael Kittridge Thompson IV abi. ne olurdu sanki kalsaydın pixies'de? ha? söyle bana. böyle bir müzük yapmak için mi harcadın canım grubu.
duydum ki fast man raider man diye bir albüm yapmışsın. duymaz olaydım. yapmaz olaydın. çalmaz olaydın. dinlemez olaydım. hadi dog sleep neyse, raiderman de bir yere kadar. ama yani. bir de çift cd yapmışın. yaşından başından utan. zaten şu son zamanlardaki american folk havalarını anlayamıyorum. önceden alternatif folk ne bileyim anti folk ıvır zıvır şeyler vardı. ama şimdilerde artık düpedüz country ve folk albümler çıkmaya başladı, amacı nedir, kim bunları severek dinler anlayabilmiş değilim. tavsiye de etmiyorum. iyi geceler -noluyosa bana da, niye sinirleniyosam.-

Çarşamba, Haziran 06, 2007

soğuk kahve

dün geceki rüyamda cümbür cemaat bir yere gidilmiş. yurt dışında bir yer. az tanıdığım çok tanıdığım, yakın uzak birçok insan orada. kimi masalarda kimi chill-out bölgelerinde oturmakta/yayılmakta. biryerlerden soğuk kahve alana bir kahvenin bedava olduğunu öğreniyorum. ancak garsonlar bedava olan şeyin kahve değil meyve suyu ya da redbull gibi birşeyler olduğunu iddia ediyorlar. bu duruma çok sinirlenerek garson garson dolaşmaya başlıyorum. bağırıp çağırıyorum. herkesin keyfi yerinde, insanlar sağda solda oturuyor, muhabbet ediyor, içki falan içiyor. bense deli danalar gibi dolanıyorum ortalıkta. garsonlar kocaman, bana tepeden bakıyorlar, ama umrumda bile değil. bir tanesine senin yöneticin kim ben onunla görüşmek istiyorum diyorum. yok burada yönetici falan bana söyle ne söyleyeceksen diyor. kimseye anlatamıyorum derdimi. sinirden ağlayacak hale geliyorum.
ne anlama geliyor acaba bu rüya? kahveye ve bedava ürünlere olan sonsuz sadaketimi ve onlar için vereceğim mücadelenin büyüklüğünü mü anlatıyor?

Cumartesi, Haziran 02, 2007

duygularım nereye gitti? mutluluk, heyecan, üzüntü bile yok artık. Ne kadar derine gömmüşüm ki ruhumu hiçbir şey dokunamıyor. Hiçbir şeyin önemi kalmamış. Hiçbir şey yetmez olmuş.
sadece rüyalarımda yaşayıp, orada heyecanlanıp, sevip, ağlayıp, orada ölüyorum.
gerçek olan herşey uçup gidiyor er ya da geç. geriye sadece hayaller, rüyalar, varsayımlar kalıyor. halimi bile anlatamaz oldum. tanıyamıyorum kendimi artık.
sadece uyumak ve rüya görmek istiyorum.